* Tevrat kaynaklarına göre bölgedeki ilk yerleşim İbranilerin yerleşiminden 1800-2000 yıl kadar önce olmuştur.

Filistin'de insan hayatının başlaması.
Arap yarımadasından Filistin bölgesine göç.
Tarihi araştırma ve kayıtlara göre ilk yerleşimci olarak bilinen Yebusilerin Kudüs'e yerleşmesi.
* Tevrat kaynaklarına göre bölgedeki ilk yerleşim İbranilerin yerleşiminden 1800-2000 yıl kadar önce olmuştur.
Bölgenin Kenan İli olarak anılması, yerleşimin Filistin ve Ürdün çevresine yayılması.
* Filistin ve Ürdün çevresine yerleşmiş olan Yebusiler aynı zamanda şehre Kenan ili adını veren topluluktur. * Kenanlılar; Yebusiler, Cercaşiler, Hiviler, Anakiler, Ferziler, ve Amalika kollarından oluşan bir topluluktur.
İbrahim aleyhisselamın bölgeye hicreti, Yakub ve Yusuf aleyhisselam döneminde ise nüfusun artmasıyla birlikte yayılma.
* İbrahim aleyhisselamın hicret yolu; Ur, Harran, Şam, Filistin. Filistin bölgesinde yerleştiği yer Halil şehridir. O dönemki ismi ile; Hebron. * Hebron: Kenan dilindedir. Günümüzde de İslam dışı kaynaklarda bu şekilde anılır.
Mısır Firavunları Dönemi olarak bilinir.
* Pek çok uygarlığın saldırısına uğrayan Filistin toprakları, yardım istenmesi üzerine Mısır Firavunları tarafından fethedilmiş ve 100 yıl kadar onlar tarafından yönetilmiştir.
Musa aleyhisselam dönemi.
* Musa aleyhisselamın soyu; İbn İmran, Lakiz, Levi,Yakub (as), İshak (as) silsilesi ile İbrahim aleyhisselama dayanır. * Musa aleyhisselam bereberindeki İsrailoğullarının, Mısır'dan bölgeye ilerlemesi ve 40 yıl kadar Tih çölünde kalmaları.
Hz. Musa'nın vefatı ile birlikte İsrailoğullarının başına Yuşa b. Nun'un geçmesi.
Yuşa b. Nun ve beraberindeki İsrailoğullarının bulundukları bölgeye en yakın Kenan şehri olan Eriha'ya girişleri, katliam ve zulümleri.
İki asır boyunca şehre girmeye çalışan İsrailoğullarının nihayet Hz. Davud aleyhisselam ile birlikte Kenan şehrine girişleri.
* Hz. Davud aleyhisselam, güçlü bir kral ve çok iyi bir savaşçıydı. Zırh yapmayı öğrenmiş ve ilk kez o uygulamıştır. (Sebe Suresi, 10-11)
Hz. Süleyman aleyhisselamın peygamberliği ve bölgede kırk yıl süren hâkimiyeti.
* Neml Suresi, 17-18
Süleyman aleyhisselamın vefatıyla birlikte İsrailoğullarının bölgede seksen yıl süren birliğinin bozulması ve devletin ikiye bölünmesi.
* Yehuda Devleti (Güney, başkenti Kudüs) ve Samarya/Samira (Kuzey, başkenti Nablus)
Aşurilerin (Asurlular) ikiye bölünen Filistin bölgesine otuz yıl süren akınları ve güney bölgesindeki Yahudileri öldürmeleri.
Yehuda Krallığına askeri harekât düzenleyen Asurluların burada yaşayanları cizye ödemek zorunda bırakmaları.
Asurluların, Babil’i ele geçirmesiyle bölgedeki yönetimi ele almaları.
Babil Kralının Firavun'un hâkim olduğu bölgeleri ele almak amacıyla, Mısır’ı hezimete uğratması.
Babillerin uzun ve zorlu bir kuşatmanın ardından Kudüs’ü ele geçirmesi.
* İsrailiyyat kaynaklı bilgilere göre Süleyman aleyhisselama atfedilen mabet de bu dönem yıkılmıştır. * Bu sürgün, Babil Sürgünü olarak bilinir.
Babil Kralının, Yahudilerin tamamını Babil'e sürmesi ve Yahudi Krallığının tamamen ortadan kalkması.
* Babiller, Kudüs’ü ele geçirdikten sonra şehirde yaşayan Yahudilere büyük bir baskı uyguladılar. İbadetlere yasaklar getirildi, sur içi Kudüs’te yaşam zorlaştırıldı. Babil Kral, Kudüs’ün yönetimi için kukla bir kral atayıp, savaşlar silsilesinin devamı için Filistin’den ayrıldı. Birkaç yıl içinde Yahudiler, Babil işgaline karşı örgütlenip ayaklanmaya hazırlandıkları sırada, Babil Kralının gazabıyla karşılaştılar. M.Ö. 586’da kralın emriyle Kudüs tamamen yıkıldı, Kudüs taş üstünde taş kalmayacak şekilde harabeye çevrildi, şehirde yaşayan Yahudilerin tümü de Babil’e sürgün edildi
Babil Krallığının ortadan kalkmasıyla bölgenin Perslerin hâkimiyetine girmesi.
* M.Ö. 586-537 arasında, yaklaşık 48 yıl sürgünde yaşayan Yahudiler, nihayet Babillilerin Persler karşısında yenilgiye uğramasıyla, yeniden Kudüs’e dönme şansına kavuştu. Pers Kralı Kiros’un 538 tarihli fermanıyla birlikte, 50 bin dolayında Yahudi, zorlu bir yolculuğun ardından Filistin topraklarına ve Kudüs’e döndü. Sürgün döneminde on binlercesi yollarda ve Irak topraklarında hayatını kaybetmişti. Yahudiler için, ‘Babil Sürgünü’ gerçek anlamda bir dönüm noktasıydı. Tarihî kaynaklara göre, kendilerine müsaade edilen Yahudilerin tamamı Kudüs’e dönmedi. Irak’ın iklimine ve ortamına alışan birkaç bin Yahudi, yeni bir göçe katlanmak yerine Irak’ta kalmayı tercih etti. Pers Kralının, izin vermesinin sebepleri arasında; Yahudileri yanına çekip savaş stratejileri geliştirmek istemesi, hanımının Yahudi olması, siyasi dengeyi sağlamak ve Yahudilerden Filistin'e ulaşmanın yollarını öğrenmek istemesi vardır.
Mabedin yeniden inşası.
* Yahudilere karşı son derece müşfik ve hoşgörülü davranan Pers Kralı Kiros, onların sadece Kudüs’e dönmesine izin vermekle kalmadı, Yahudilerin mabedi yeni baştan inşa etme taleplerini de anlayışla karşıladı. Yapılan hazırlıkların ardından, MÖ 520’de mabedin ikinci defa inşasına başlandı. Hz. Süleyman aleyhisselamın bir mescit olarak inşa ettirdiği mabet, zaman içinde din adamlarının mutlak hâkimiyeti altına girmiş, bu arada fiziksel açıdan da birçok değişime uğramıştı. Mabet yeniden inşa edilirken, fiziksel anlamda bir dizi değişikliğe daha uğradı. İnşaatta yapının plan-projesine kaynak olarak hem Tevrat hem de din adamlarının içtihatları dikkate alınmıştı.